DİŞ KÖPRÜSÜ NEDİR? DİŞ KÖPRÜ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Diş köprüsü tedavisi

Köprü mimari bir terim. İki uzak noktayı birleştiren, yakınlaştıran yapı demek. Bu yönden bakılınca, fonksiyonel ve basit bir şey. Yani iki ayağı ve arada bir bağlantı uzantısı, yolu var. Hepsi bu.

Oysa gözümüzü kapatıp bir köprü düşündüğümüzde gözümüzün önüne pek çok farklı yapı geliyor. Hatta çoğumuz gözümüzün önüne gelen köprülerle bir şehri ya da bazen bir ülkeyi tanımlayabiliyoruz.

Artvin Borçka’da Çoruh Nehri üzerine yapılan basit asma köprüler ile Mostar Köprüsü’nün temel işlevi aynı olabilir ama anlam ve değerleri bütünüyle birbirinden farklıdır.

İnanın diş köprüsü de öyledir. Diş eksikliğini gidermek için, boşluğun önündeki ve arkasındaki dişlerden (dayanak ya da ayak dişler) destek alan ve aradaki boşluğu bir bağlayıcı ile birleştiren basit bir tedavi yöntemi olarak görebilirsiniz.

Diş Köprüsü Tedavisinde Kişiye Özel Çözümler

Bir başka şekilde düşünecek olursak, her kişinin diş eksikliği ve ağız yapısının özgünlüğü tartışmasızdır. Öyle ise her bir diş eksikliğine özgün, tıpkı mimari bir eser yaratır gibi kalıcı ve estetik bir bakış açısıyla yaklaşmak fark yaratır.

Benim tüm amacım da bu. Her hastamın her diş eksikliğinin özgün bir çözüm gerektirdiği bilinciyle kişinin ağız yapısı için %100 özgün diş köprüsü çözümleri üretiyorum.

Bunu yaparken üç ana noktaya çok önem veriyorum:

·         Materyal Seçimi

·         CAD/CAM Tasarım

·         Precise Fit (Kusursuz Uyum)

Hadi bunları biraz açıklayalım:

Diş Köprü Tedavisinde Materyal Seçimi

İstanbul Boğazı’na yapılan bir köprü ile Nilüfer Çayı üzerine yapılan bir köprünün aynı malzemeden üretilmesi gerekli de değildir, doğru da değildir. Aynı biçimde her hastanın çiğneme kuvvetleri, var olan dişlerinin durumu, bireysel ihtiyaçlar ve beklentileri göz önüne alınmadan her diş köprüsünü aynı malzemeden yapmak yanlıştır.

Amaç, hastaya en uzun süre kullanabileceği diş köprüsünü, en uygun maliyetle ve en kısa sürede teslim edebilmektir. Bu da ancak doğru malzeme seçimi ile olur. Bu noktada bir diş hekimi olarak zirkonyum, lityum disilitat (Li-Si, E-Max) ya da kompozit materyallerin tamamını kullandığımı, ancak bu malzemelerden hiçbirine aşık olmadığımı, materyal seçimimi hastalarımın ihtiyaçlarına göre belirlediğimi belirtmek isterim.

Diş Köprü Tedavisinde CAD/CAM Tasarım:

Günümüzde konvansiyonel diş hekimliği yerini hızla dijital teknolojilere bırakıyor. Diş köprüsü üretim süreci de bundan etkileniyor ve tüm iş akışı bilgisayar destekli olarak şekilleniyor.

Yukarıda bahsettiğim kişiye özgün üretim de bu sayede çok ayrıntılı ve hassas olarak gerçekleşiyor. Bugün bir diş hekimi olarak vazgeçemeyeceğim ilk cihaz, bilgisayarım. Tuhaf ama böyle.

Precise Fit (Kusursuz Uyum):

En iyi malzemeyi de seçseniz, en yüksek teknolojiyi de kullansanız nihai hedef hastanın ağzında kendi dişini aratmayan bir diş köprüsü üretmektir. Bunun için köprünün kusursuz uyumu şarttır. İki ana uyum kontrol noktasını çok önemsiyorum.

                1- Dişe ve sadece dişe (diş etine hiçbir baskı yapmadan) tam olarak oturan bir marjin (diş ile birleşim sınırı)

                2- Isırmada tam uyum.

Tüm bunları bir araya getirince yüksek teknoloji ile tasarlanmış, doğru materyalden üretilmiş ve hastanın bireysel ihtiyacını tam olarak karşılayan bir köprü protezi elde ediyorum.

Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu koşullarda hazırlanan bir diş köprüsü asla yanlış bir tedavi değildir. İmplant uygulamalarının da sağlıklı ve değerli bir alternatifidir.